24 Kasımdan Geriye

25 Kasım 2011
Öğretmenler gününü geride bıraktıktan sonra içimde öğretmenlik yemini edemememin burukluğunu yaşıyorum.Bu konu hakkında şube müdürlerimizden birini arayıp görüşmüştüm."Her öğretmen resmi törende yemin edecek diye bir kaide yok belli kriterdekiler oraya çağrılıyor" dedi.Acaba onlarda var olan bende var olmayan kriterler neler diye çok düşündüm.Bugün yeminini edecek öğretmen olarak değilde izleyici öğretmen olarak törene katıldım.Otuz tane öğretmen katılmıştı törene her ilçe kendi bünyesinde yaptığına göre yemin törenini benimde katılmama engel olan kişi sayısı değildi diye düşünüyorum.Bir de kızdığım nokta şuydu; müdürüm milli eğitim müdürlüğünü aradığı zaman dedikleri şey "bir bayrak açıp yeminini ettiriverin öğretmeninizin" bu lafları da oldukça canımı sıktı.Bugün birçok sınıf arkadaşım yeminini etmişken ben edemediğim gibi resimlerine bakmakla yetindim.

Tören her zamanki gibi müzik öğretmenlerimizin konseri ile başladı.Ama şunu fark ettim öğretmenin öğretmene bile saygısının olmadığı bir toplumda yaşıyoruz.Müdür beyle katıldığım törende , müdürümün ilk söylediği şey "kapıya yakın yerlere otur kaçmamız kolay olsun" demesiydi.Sonra bunu sadece kendi müdürümden değil diğer öğretmen ve idarecilerden de duymamda oldukça ilginçti.İkinci saygısızlıksa hiç kimsenin telefonunun sesini kısmaması.Tören boyunca sürekli telefonlar çaldı.Telefonla konuşanlar oldu.Anlayacağınız hiç hoş bir durum değildi.Bir de böyle insanların ülkemizin aydın kesimi (olarak geçinen) olduğunu düşünün durum içler acısı değil mi? Neyse sanırım ben bugün birazcık karamsarım ve çok eleştirel bakıyorum herşeye.Daha söyleyecek çok şeyim var ama tutuyorum kendimi....İyisimi ben bildiğim gibi öğrencilerimi aydınlatmaya devam edeyim...Zaten yeminimi gönülden etmişim ben, önemli olanda bu değil mi?

0 yorum:

Yorum Gönder