"Ana babanın eğiliminden önce, doğa onu insan olarak yaşamaya çağırır.Yaşamak benim ona öğretmek istediğim meslektir.Benim elimden çıktığında eminim ki ne yargıç ne asker ne de papaz olacaktır; önce insan olacaktır: Bir insanın olması gereken şey olmayı bilecek, hem de gerektiğinde kim olursa olsun fark etmeyecektir, insan olmasını bilecektir, varsın felek onun mevkisini değiştire dursun, o daima kendi yerinde olacaktır.
Bizim asıl inceleme konumuz insanlık durumudur.İçimizde bu yaşamın iyiliklerine ve kötülüklerine katlanmayı bilen kişi bana göre en iyi yetiştirilmiş kişidir."
"Herkes yalnızca çocuğunu korumayı düşünüyor; bu yeterli değil; ona adam olunca kendisini korumasını yazgının darbelerine dayanmasını, zenginliği ve yoksulluğu hiçe saymasını, gerekiyorsa İzlanda'nın buzları içinde ya da Malta'nın yakıcı kayalarının üstünde yaşamasını öğretmelidir.Ölmemesi için önlemler almanız boşunadır, yine de ölmesi gerekecektir; hem ölümü uyguladığınız bakıma bağlı olmasa da, bu bakım yanlış anlaşılacaktır.Önemli olan onun ölümünü engellemek değil, onu yaşatmaktır.Yaşamak solumak değil, davranmaktır; organlarımızı, duygularımızı, yetilerimizi, bizi varlığımızın bilincine vardıran kendimizin tüm parçalarını kullanmaktır.En çok yaşamış olan insan en çok yıl saymış olan değil, yaşamı en çok hissetmiş olandır.Yüz yaşında kendini gömdürüpte, daha doğar doğmaz ölmüş olanlar vardır.Hiç olmazsa o zamana kadar yaşamış olsaydı, kazancı gençliğinde mezara girmek olurdu."
"Uygar insan kölelik içinde doğar, yaşar ve ölür.Doğuşunda bir kundak içinde dirilir; öldüğünde bir tabutun içinde çivilenir; insan şeklini koruduğu sürece, kurumlarımız tarafından zincirlenir."
Jean Jacques Rousseau-Emile
Çok güzel bir alıntı olmuş :)